Yemek Yemenin Adabı

Yemek Yemenin Kuralları

Osmanlı doktorları için az yemek ne kadar önemliyse yemek öğünleri de o kadar önemlidir.

O dönemde yemek iki öğündür; Geç bir sabah yemeği ve erken bir akşam yemeğini önerirler, hatta gün­de bir kere yemeği de makul görürlerdi.

Genelde sağlıklı olmak için iki günde üç öğün tavsiye edilirdi; “Biline ki yemek iki günde üç öğün yenmeli, yani bir gün sabahleyin ve bir de akşam ve ertesi gün öğle vaktinde yiyip akşam yememelidir.”

Eğer bir kişinin iki günde üç öğün yeme alışkanlığı varsa birinci gün geç sabah ve erken akşam yemeği ve ikinci gün yalnızca bir öğle yemeği olması gereklidir.

Bununla birlikte alışık olunan öğünlerde sabit kalınmalı ve değiştirilmemelidir. Günde iki kez yemeğe alışmış kimse öğün sayısını bire indirirse bedeninde zayıflık ortaya çıkar.

Günde bir kere yemeye alışmış kimse de öğün sayısını ikiye çıkartırsa; bu defa da bedeninde ağırlık olmaktadır, damarlarda gıda fazlalığı (doluluk-imtila) ortaya çıkar.

Yemek Yemenin kurallarının en önemlisi, acıkmadıkça yemek yememek, acıkınca da yemeği geciktirmemektir. Acıkıldığı halde yemek yenmediği zaman mideye gereksiz nemli maddeler dökülür ve midenin bozulmasına neden olmaktadır.

Bunun neticesinde de insanda kusma ve bulantı ortaya çıkar. Bu sebeple yemekler gerçek manada iştah oluşmuşken yenmeli; tam doymadan da sofradan çekilmelidir.

Yemeğin Hazmedilmesi

İyice acıkınca şayet yiyecek varsa beklemeden yemek lazımdır. Çünkü iştah ile yenilen yemek hızlı hazım olmaktadır ve bedene kuvvet verir.

Yemek kurallarından en önemli olanı yemeklerden iştah kesilmeden el çekmektir.

Normal miktarda yemek yedikten sonra hala iştah var ise bu yalan iştahtır. Bu iştahı dinlememek yemek yemeyi bırakmak gerekmektedir.

Bu durum şu şekilde açıklanır; “ Zira bırakılan iştaha tam değildir, belki evvelki açlığın verdiği iştahın kalanıdır. Eğer yemekten el çekilip biraz sabır edilirse bu iştaha kalmaz. Çünkü yiyecekler midede kaynayıp şi­şer ve mideyi doldururlar ki bu sayede yemek sonu kalan iştaha da kaybolmaktadır. ”


-------- Sponsorlu --------

Bu biçimde tam doymadan sofradan kalkılırsa midede yiyecekler iyice sindirilir bu durum insana ferahlık verir ve beden hafif olmaktadır.

Bu biçimde yendiğinde sindirimde bir problem olmaz.

Ama iştah tükenmedi diye yemeğe devam edilirse mideye ağır gelmektedir sindirim geç olmaktadır ve mide yi­yiyecekleri rahat hazmedemez.

Midede ağırlık olmaktadır; istenmeyen gazlar ortaya çıkar ve beden zahmet çeker.

Yemek Yemenin önemli bir diğer kuralı da bir yemek hazmedilmeden diğer bir yemek yememektir.

Bir yemek sindirilmeden İkincisini yemek sağlığın düşmanıdır; bünyeye çok zarar verir.

Eğer bir yemek hazmedilmeden bir daha yeme mecburiyeti oluşursa, ziyafetlerde olduğu gibi, hemen hazmı kolaylaştırıcı bir macun yedikten sonra devam edilmelidir.

Buna rağmen şayet bir yemek hazmedilmeden yeniden yemek yenmişse, bünyeye zarar vermemesi için ertesi gün çokça istirahat edilmeli ve yiyecek hazım olduktan sonra da yavaş yavaş vücut egzersizi yapılmalıdır.

Hazmı kolaylaştırıcı macunların başında gül macunu gelmektedir ki; kokulu gülün şekerle pişirilmesi ile yapılabilir.

Günümüzdeki gül reçelinin kıvamlısıdır.

Ruh durumu da yemeğin sindirilmesinde rol alır. Büyük korku, keder ve hiddet sindirimi zorlaştırır. Hatta çok büyük sevinç de sindirimi bozar.

Yemenin bir diğer kuralı da yemek hazmedilmeden uymamaktır. Yemekten sonra hemen uyunmaması gerekmektedir. Eğer hemen uyumak istenirse o zaman ilk önce yavaş yavaş bir miktar yürünmelidir ki yiyecekler mide ağzından aşağıya doğru insin.

Daha sonra yatıp uyumalıdır.

Önemli bir diğer kural da etkileri değişik olan çeşitli yiyecekleri aynı öğünde yememek gerektiğidir. Farklı tabiatta olan birkaç yemeği aynı öğünde yemek kesin olarak sağlığa zarar verir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir